Hayırlı Evlat
HAYIRLI EVLAT
Günlük yaşamda karşılaştığımız
bazı olaylar ders niteliğinde hayatımıza yön verir bazen. Bende derin etkiler
bırakan, şahit olduğum üç olaydan bahsedeceğim size. Bu üç olayda da başrolde
anne/babalar ve evlatları yer alıyor.
1) İşini yaptığımız yaşlı teyze
yalnızlıktan bunalmış, iki çift laf edecek insan bulamayınca bulduğu ilk
fırsatta yanımıza gelip içini dökmeye başlıyordu. 35 inde dul kalmış dört
çocukla ve bir daha hiç evlenmemiş. Elde avuçta yok, didinmiş tırmalamış dört
çocuğu büyütmüş ve evlendirmiş. Çocukların hepsi İstanbul da kendisi de yazın
memlekette kışın sırasıyla çocukların yanında. Memlekette durduğu zamanlarda çocuklar
sırasıyla gelir annelerini yalnız bırakmazlarmış fakat şu sıralar yalnız başına
yaşıyor. Haliyle çocukları işinde gücünde insanlar, illaki gel demişlerdir ama
havalar tam soğumadığı için kendisi de gitmek istemiyormuş. “Sevmiyorum orayı,
evin içinde kapanıp kalıyorum, burada nefes alıyorum, bahçeyle uğraşıyorum”
diyor ki o yaşına rağmen yaptıklarını görseniz hayret edersiniz. Birgün kızıyla
konuşurken, kızının kendisine bakıcı tutmayı teklif ettiğini anlattı. O kadar
kızmış ki “Ben seni bakıcıyla mı büyüttüm hayırsız” derken bile o anı tekrar
yaşıyor gibiydi.
2) Dinlenmek için banka oturduğum
esnada yaşlı bir amca da yanda ki bankta oturmuş hararetli bir şekilde telefonla
konuşuyordu. Sesinin gittikçe yükselmesi istemeden de olsa konuştuklarını
duymamı sağladı. Anladığım kadarıyla amca tek başına yaşıyor ve hasta. Tedavisi
için de biraz para gerekli. Konuştuğu kişi son evladı olacak ki iki kişinin
ismini vererek kendisine mazeret sunduklarını, yardımcı olamayacaklarını
kısacası kendisini başlarından savdıklarını söylüyordu. Son konuştuğu evladı da
mazeret sunmuş olmalı ki amca artık isyan edercesine “Tek başıma öleyim burada
o zaman” diyerek telefonu kapatarak çekip gitmesi bir oldu.
3) Dolmuşta şoförle beraber üç
kişiyiz. Yaşlı bir amca -şoförle birbirlerini tanıyorlar- şoförle muhabbet
ediyor, ben de onları dinliyorum. Amca tek başına yaşıyor. Uğraş olsun diye
birsürü tavşan edinmiş, –yaklaşık 80 tane- onlara fırınlardan aldığı bayat
ekmekleri götürme derdinde. Şoför, “Çocuk ne yapıyor?” diye sorduğunda başladı
anlatmaya. İşinin iyi olduğunu, mutlu mesut yaşadığından bahsetti. Çocuğuna ev
aldığını, ihtiyacı olduğunda da birkaç defa kredi çekerek destek olmaya
çalıştığını söyledi. Kendisin paraya
ihtiyacı olduğunda çocuğundan istediğini, çocuğunun “Baba telefon çekmiyor, ben
seni sonra ararım” dediğini ve bu konunun sonraki konuşmalarda bir daha hiç
açılmadığını söylediğinde evladına hala kızgın olduğu her halinden belli
oluyordu.
Ne kadar kötü değil mi, insanın
evladı tarafından hor görülmesi, ikinci plana atılması ve yalnız bırakılması. Oysa
hepimiz geçeceğiz bu döngüden. Evet, insanlar yaşlandıkça daha bi çocuklaşıyorlar
ama hiçbirşey bizi büyütüp yetiştiren, her türlü kahrımızı çeken
anne/babalarımıza kötü davranmamızı ve onları yok saymamıza neden olamaz.
Allah herkese hayırlı evlat olmayı ve hayırlı
evlatlar yetiştirmeyi nasip etsin.
Görsel: tr.sputniknews.com
Yüreğim sıkıştı okurken :(( Allah kimseyi kimsenin eline muhtaç bırakmasın. Söylenecek her şeyi söylemişsiniz zaten.
YanıtlaSilAmin. Eminim daha zor durumda olan hatta evladından şiddet dahi gören insanlar var:( Teşekkür ederim
Silikinci amcanın durumu yazık yaaaa :) üçüncü de çekmiyo çekmiyooo :)
YanıtlaSilAllah kimseyi düşürmesin
SilÜzülerek okudum, şu ara benim de sıkça düşündüğüm şeyler, içim daralıyor, bunca emek ve fedakarlıklarla büyüttüğümüz çocuğun günün birinde ona muhtaç kaldığımızda ola ki ya alakadar olmaz ilgilenmezse, kapımızı bile açmazsa gelmezse diye olasılığı bile yıkıyor beni. Kimselere kendi çocuğum da dahil muhtaç olmaksızın bir hayat yaşar ve bitiririm umarım :(
YanıtlaSilHayat bu kimin nasıl sınanacağı belli olmuyor, yalnız kalmak çok acı olsa gerek ve birilerine muhtaç kalmak. Ne diyelim hakkımızda hayırlısı
SilBazen aileme yaptığım yanlışlardan dolayı kendimden nefret ediyorum, tiksiniyorum ama neye fayda.Bir anda olup bitiyor.
YanıtlaSilHepimiz yanlışlar yapıyoruz ama önemli olan doğruyu bulabilmekte. Hatayı devam ettirmemek en güzeli ve onların gönlünü almak.
SilHerkesin farklı nedenleri var, kimi haklı kimi haksız bunu bilemeyiz fakat yazımda da belirttiğim gibi insanlar yaşlandıkça çocuklaşıyor, nazlarını çekmek te evlatlarına düşüyor
YanıtlaSilEtme bulma dünyası. :(
YanıtlaSilSondaki duânıza gönülden âmin...
İşin bir de o tarafı var değil mi?
SilTeşekkürler Recep Bey
Herkesin bir yaşam öyküsü var, bir de çocukları da dinlemek lazım. Aslında biz toplum olarak bu konuya fazla duygusal yaklaşıyoruz. Elbette anne babalık çok kutsal. Ancak yaşlandıkça bunu biraz da kullanıyoruz, ben bireyin her yaşta yaşamının hikayesini kendisinin yazmasından yanayım. Biz çocuklarımızı hayatlarını kursunlar diye yetiştirip, ileride de bu hayatın merkezinde olmak istiyoruz. Biraz da benciliz bu konuda ben baktım o da bakacak. Oysa birey yetiştirmek karşılığı olmayan bir emek olmalı. Diğer yandan da çocukların da bakışı saygılı ve kucaklayıcı olmalı. Birey çizgisine ulaştıkça bu olumsuzluklar azalacaktır.
YanıtlaSilYorumunuz için tşk ederim, yazdıklarınızı da katılıyorum yalnız şunu belirtmeliyim ki anlattığım olayların hepsinde geçen kişiler dul kalmış ve yaşları da 80-90 arasında. Özellikle yalnız olmaları onları daha da duygusal ve çocuksu yapıyor olmalı ki biz böyle bi duruma geldiğimizde eminim aynı düşünceye sahip oluruz, şuan onların ne hissettiklerini anlamamız çok zor.
Silçok anlamlı thanks
YanıtlaSilTeşekkürler
Sil"Ana sütü korur, baba bedduası tutarmış" derler hep büyüklerimiz ve gerçekten de bu sözün haklılığını insanoğlu yaptığı hatalar neticesinde gün gelir kendinde yaşamaya başlayınca anlar. Çünkü insan ne yaşatırsa yaşamadan ölmeyecek bu da bir gerçektir. Hele ki anne ve babalarımız, bizlere can veren, hayat veren eli öpülesi, başımızın üstünde taşıyacağımız biricik yegane büyüklerimizdir. Onlardan başka her şey yalan. Evlenirsiniz, yarın bir gün bir sorun çıkar ve bu sorun sonucu eşinizden ayrılırsınız ve o kişi size artık el olur. Ama anne babanız her daim sizin yanınızdadır. Onları ne atabilir, ne satabilirsiniz kaldı ki öyle bir lüksünüz de olamaz zaten. Onlar sizi büyütürken o kadar zorluk çeker ki siz de zamanı geldiğinde onlara bunu ödemekle yükümlüsünüzdür. Evet, annem babam bana baktı, beni büyüttü ve şimdi sıra bende. Hayır, bu sıra değil vazifedir. Bir görevidir. Ömürlerini sizin için törpülemiş bu insanlara bakma vakti size geçmiştir. O yüzden evladın hayırlısını istemek, hayırsız evlada sahip olmaktan yeğdir. Hayırsız olacaksa hiç olmasın daha iyidir. Ve anne babamız ki bize Allah'ın emanetleridir ve emanete hıyanetlik edenin sonu da hiç hayırlı olmaz. O nedenle anne babalarımızın kıymetini bilelim, onlara gereken değeri verelim, vakit ayıralım ve hiçbir zaman kırmayalım. Hayırlı bir evlat olmak için elimizden geleni yapalım.
YanıtlaSilÇok güzel özetlemişsiniz teşekkür ederim, elinize sağlık
Silİnsanların kendi ailesine yabancılaştığı bir toplumun fertleri olduk vesselam. Bu ve benzeri olayları fazlasıyla duyacağımızı düşünüyorum. Bir aile düşünün, bir çok anne ve baba birinci dereceden sorumlu olduğu çocuklarına yabancı. Korkunç bir durum bu. Gelecek adına cidden tehlike arz ediyor. İhtiyaçlar gideriliyorsa sorun bitiyor diye düşünüyorlar. Bu kafanın anne ve babalarına vakit ayırdığını, sorunları veya dertleri ile meşgul olabileceklerini pek kestiremiyorum.
YanıtlaSilBen 3 yıldır kayınvalidem ile yaşıyorum. Çok yaşlandı.Evimize aldık. Çok ton ton. Bakımı kolay değil, ama en küçük bir hizmetimizde "gözlerinin içi gülerek, Allah razı olsun sizden, sizin çocuklarınız da size böyle yapsın" sözlerini duymak muazzam huzur veriyor.
Velhasıl, Gelecek bize çok yakın...
Çok haklısınız Taner Bey zaman geçtikçe değerlerimizi yitiriyoruz maalesef. O kadar güzel birşey yapıyorsunuz ki kayınvalidenizin duaları sizin için çok kıymetli eminim, Rabbim gönlünüze göre versin
Silbende onlardan birimiyim diye düşündüm bir an bir yıl olacak onlardan uzaktayım işim de yok evlide değilim :))
YanıtlaSilama düşündükçe onları yalnız burakmak insanın içini kemiriyor
Sizin durumunuz biraz daha farklı, en azından anladığım kadarıyla anne-baba sağ ve sağlıklı. Arayı çok açmayın tabiki de onlar hep ilgi alaka bekler;)
SilRabbim kimseyi daraltmasin darda koymasın
YanıtlaSilAmin, teşekkürler
Silİnsanlar yaşlandıkça da çocuklaşıyor bence ama biz nasıl çocukken onlar bizim nazımızı tribimizi kahrımızı çektiğini düşünerek empati kurarak hareket edersek bu kadar sıkıntı olmaz diye düşünüyorum teşekkürler.
YanıtlaSilHaklısınız bende sizin gibi düşünüyorum bu tarz durumlara bir sebepte yaşanılan dönemin getirdikleri, 40-50 sene önce insanların yaşadıkları gördükleri ile şimdiki dönem aynı değil ve yaşlı insanlar genelde kendi dönemlerini ön planda tutarak haraket ediyorlar bu da kuşak çatışmasına sebep oluyor
Sil